Rektör Yılmaz, çalışma etiği ve başarıya ulaşmanın önemini vurgularken, Nobel ödüllü Türk Profesör Aziz Sancar’dan örnek vererek, "Olağanüstü bir başarı elde etmek istiyorsan, Aziz Sancar’ın söylediği gibi, çalışma saatlerini artırman gerek. Kendisi artık eskisi gibi çalışamadığını, 13-14 saat çalıştığını, ancak eskiden 18 saat çalıştığını ifade ediyor" dedi.
Prof. Dr. Yusuf Yılmaz,’’ Bir şeyi 3 kere 5 kere yapmak zorunda veya istemek zorunda kalmak. Yani şunu dilerdim ki bir plan yapmışsınız o planı artık açmışsınız ilan etmişsiniz o yazılı çizili onun tıkır tıkır işlemesini bekliyor oluyorsunuz ama hep takip etmek zorunda kalıyorsunuz. Tekrarla 2. 3. 4. 5. icabında bunu anlamakta zorlanıyorum. Aslında belli yapılacaklar. Bu var varken bunu niye yapmıyoruz. Bir de mesai kavramı sanki fazlasıyla var bu üniversite olarak söylemiyorum kurumlarda sanki var. Mesai kavramıyla çalışırsak başarılı olamayız yani 8 saatle 12 saatle olmaz. Olağanüstü bir başarı elde etmek İstiyorsan. Yine Aziz Sancar aklıma geliyor ben eskisi gibi çalışamıyorum diyor artık 13, 14 saat çalışabiliyorum. Eskiden 18 saat çalışırdım diyor. Biz Aziz Sancar olalım demiyorum. Bir sürü Aziz Sancar vardır çalışma saatiyle o Nobel ödüllü ayrı. Ama görevimiz ne olursa olsun elimizden geleni en iyisini yaparsak buna zaman ayırırsak inanılmaz bir noktaya gelebiliriz.
Ben şuna inanıyorum ki performansımız mevcudun 3 katı 5 katı artabilir. Buna insan gücü kaynağımız da yeterli mesaimiz de yeterli bunu yapalım istiyorum . Kendi iş yerin olsa nasıl davranırsın asıl cevap bu. Burası benim iş yerim buradan ben ekmeğimi kazanıyorum. Problem yaşarsam açlıkta kalabilirim sorun yaşayabilirim ama daha iyi yaparsam daha çok kazanırım diye düşündüğünde nasıl davranıyorsam öyle davranılmasını isterim. Bu her yer için geçerli. İstersem özel sektörde başkasının yanında çalışayım. Yine elimden gelen beni en iyisini yapayım.
Şunu düşünmemek lazım ya ben çok şey yapıyorum da karşılığı bu değil bence devlet bana inandığım karşılığını vermediği için o zaman ben de bu kadar çalışırım. Bunlar asla kabul edilebilir şeyler değil.
Her birbirimiz bir birey olarak sorumluluğumuzun farkında olursak bu ülkeyi kimse tutamaz. Dünyanın süper gücü de öyle 30-40 yıl sonra değil 10 yıl 15 yıl içerisinde oluruz. Yeter ki bu bilince yeniden kavuşalım. Biz sadece felaket anlarında savaşlarda orada bir böyle bir anda kendimize geliyoruz. Ama o genetiğimizde var. Bunu her an yapıyor olursak inanılmaz başarılar elde edebiliriz.’’ dedi.
