Konferansta, Gürses'e Zafer Partisi'nin duruşuyla ilgili yöneltilen bir soruya verdiği cevap büyük yankı uyandırdı. Prof. Dr. Gürses, "Zafer Partisi, Ümit Özdağ çok güzel bir şey yaptı. Ben programında şunu gördüm: ‘Atatürk ile sorunu olan Zafer Partisi’ne gelmesin.’ Bu önemli bir şey” diyerek, partisinin Atatürkçü bir duruş sergilemeye özen gösterdiğini belirtti. Gürses, Türkiye'nin ulusal çıkarları için Atatürk’ün mirasına sahip çıkmanın ne denli önemli olduğunu vurguladı. Bu açıklamaları, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarının yalnızca bir tarihi miras değil, aynı zamanda Türkiye'nin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşması için hala bir yol haritası olduğunu hatırlatmış oldu.
Bunun yanı sıra, ekonomiye dair düşüncelerini de paylaşan Prof. Dr. Gürses, Zafer Partisi'nin ekonomik görüşlerine değindi. "Türkiye’nin kurtuluşu kamucu planlı ekonomiden geçer diyorlar. Planlama yapmadan bakkal dükkânı bile batar" diyen Gürses, ekonomik bağımsızlık ve sürdürülebilir kalkınma için devletin ekonomik süreçlere müdahalesinin gerekliliğini savundu. Bu görüş, serbest piyasa ekonomisinin getirdiği düzensizliklerin önüne geçebilmek için planlı bir ekonomik modelin önemini gözler önüne seriyor. Gürses, ekonominin tıpkı bir dükkân gibi düzenli bir şekilde planlanarak, hem yerel hem de uluslararası düzeyde güçlü bir ekonomik yapı inşa edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Ortadoğu’daki Gelişmeler ve Türkiye’nin Rolü
Prof. Dr. Emin Gürses, konuşmasında Ortadoğu’daki son gelişmeleri de değerlendirdi. Türkiye'nin Ortadoğu'da güçlü bir stratejiye sahip olması gerektiğini belirten Gürses, bölgedeki karmaşık durumun Türkiye’yi zor bir dış politika tercihi ile karşı karşıya bıraktığını ifade etti. “Ortadoğu’da kaos devam ediyor ve bu süreçte Türkiye, ulusal menfaatlerini savunacak bir dış politika benimsemek zorunda. Hem diplomatik hem de gerektiğinde askeri caydırıcılık, bölgesel liderlik için önemlidir” diyen Gürses, Türkiye’nin bölgedeki rolünü güçlendirebilmek için hem uluslararası ilişkilerde hem de iç politika alanında güçlü adımlar atması gerektiğini vurguladı.
Gürses, “Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolü, sadece ekonomik ilişkilerle değil, bölgesel barışa katkı sağlayacak stratejik adımlarla da şekillenecektir. Türkiye’nin bölgedeki varlığını sağlamlaştırabilmesi için sadece askerî gücünü değil, aynı zamanda diplomasisini de kullanması gerektiği açıktır” şeklinde açıklamalarda bulundu. Ortadoğu'nun karmaşık yapısının Türkiye'yi yalnızca bölgesel bir güç olmaktan çıkarıp küresel bir aktör haline getirme potansiyeline sahip olduğunu belirten Gürses, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda bu bölgedeki dinamiklere göre dış politika stratejisini yeniden şekillendirmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Gürses, Ortadoğu’nun istikrarsızlık içinde olduğunu ancak bu durumu Türkiye’nin kendi lehine çevirebileceğini ifade etti. Türkiye'nin bölgedeki rolünün sadece askeri müdahalelerle değil, diplomatik girişimlerle de şekillenebileceğini belirten Gürses, “Ortadoğu'nun geleceği, uluslararası işbirliği ve barış temelli politikalarla şekillenecektir. Türkiye bu süreçte rol alacaksa, yalnızca bölgedeki güç mücadelesine müdahale etmekle kalmamalı, aynı zamanda diplomatik bir aktör olarak da katkı sağlamalıdır” dedi.
Admin
