Eski DTP, BDP milletvekili ve son olarak 2024 yerel seçimlerinde DEM Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan İnsan Hakları Derneği Onursal Başkanı Akın Birdal CHP’li Rize Fındıklı Belediyesi’nin 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle düzenlediği ‘’Haklar Sempozyumu’’ sempozyumu adlı etkinliğe katıldı.
Akın Birdal konuşmasında Atatürk’ü "mafya devlet" ilişkileriyle suçlarken, Topal Osman'ı ise Ermeni ve Rum katliamlarında başrol oynamakla itham etti. Birdal insan hakları ile ilgili konuşması gerekirken Cumhuriyet, Atatürk ve Milli Mücadele Kahramanı Topal Osman Ağa’yı hedef alarak,’’ Eğer Türkiye demokratikleşecekse, özgürleşecekse. Barış içinde eşit ve özgür bir yaşam sağlanacaksa Cumhuriyet’in 100 yılı ile ki 101 oldu yüzleşilmesi gerekir. Şimdi Karadeniz'den deyince ben hemen Topal Osman’ı anımsıyorum. Yani şimdi efendim biraz da güncelleştirelim çek senet mafya devleti diyorlar ya arkadaşlar Demirel'in sıkça kullandığı bir söz vardı militarist bir söz ama tam da denk düşüyor. Yığınakta yapılan hata savaşın sonuna kadar sürer diye. Türkiye Cumhuriyeti'nin yığınakta bir hatası var. Yani yığınakta bir hata yapıldı ve şimdi savaşın sonuna kadar da sürüyor. Devlet mafya biraz anımsadım Hocama yolda bu anektodu paylaştım. Şimdi Topal Osman Ermeni katliamında birinci rol oynamış, Rum katliamında bir rol oynamış. Ondan sonra Ege'ye geliyor yine Rumların orada katledilmesinden önemli rol alıyor ve bir şarapnel parçası geliyor baldırına vurunca oradan Topal kalıyor ve sonra adı Topal Osman.
Atatürk Tabii Çankaya'da bakın insan haklarının çok önemli bir maddesi var arkadaşlar kişi güvenliği ve özgürlüğü bu ülkede kimsenin özgürlüğü ve güvenliği yoktur. O kurucuların bile ve Atatürk nitekim kendi güvenliğini sağlamak için Topal Osmanı Çankaya'ya çağırıyor muhafız Alayına. Trabzon Milletvekili Ali Şükrü mecliste çok itiraz edenlerden ve Atatürk'ün çok rahatsız olduğu biri Trabzon milletvekili. Atatürk bunu susturun diyor ve gidiyorlar Topal Osman’ın adamları Ankara Samanpazarı’nda bir kıraathaneden Topal Osman’ın adamları geliyor Ali Şükrü'yü alıp götürüyorlar.
Topal Osman kendi eliyle boğuyor Ali Şükrü'yü ve bir süre sonra tabii bunun diyetini istiyor Topal Osman Atatürk'ten. Böyle bir işte katile ne verilir ne yapılır. Ve sallıyor Atatürk bunun üzerine Çankaya'da Papazınbağı var köşke yakın. Atatürk, Topal Osman mahiyetiyle Çankaya'yı basma kararı alıyor ve Atatürk'ü öldürecek ama bundan Atatürk haber alıyor ve Topal Osman Çankaya'ya gelmeden 15-20 dakika önce Latife Hanım'ın, kız kardeşinin giysileriyle faytonla kaçıyor.
Bakın şimdi tarih 15 dakika önce gelse Topal Osman Atatürk'ü ve mahiyetini katledecek o zaman tarih başka yazılacak ve kurtuluyor ama Atatürk tabii bunun altında elbette kalmıyor. Ve bir süre sonra Topal Osman ve ekibinin hepsinin kellesi kesiliyor. Bununla da kalınmıyor meclisten yasa çıkarılıyor idam kararı ve hepsinin cenazesi çıkarılıyor ve ayaklarından asılıyor Topal Osman ve arkadaşları. Bakın şimdi kurucu tarihi başlangıç böyle başlıyor mafya devlet siyaset ilişkisi ama şimdi öyle bir kurumlaşmış ki mafya arasında bir iktidar yarışı var.’’ dedi.
Sempozyumda Akın Birdal, Yavuz Önen, Ömer Faruk Gergerlioğlu aynı masada yer alırken Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu modereatör olmuştu. Çervatoğlu Akın Birdal’ı,'’ Akın Abi İnsan Hakları Derneği Kurucularından ve kurucu başkanı yanlış hatırlamıyorsam. Her şeyden önce abi olabilen, yoldaş olabilen, İnsan Hakları konusunda bedenini ortaya koyabilen bir dostumuz, yoldaşımız, arkadaşımız diye tanıtayım.’’ demişti. Akın Birdal’ı abi olarak tanıtılması dikkatlerden kaçmadı.
Akın Birdal bu sözleri CHP’li bir belediye olan Fındıklı Belediyesi’nde söyledi ardından Fındıklı Belediyesi’nin İnsan Hakları Anıtı’nı protokolde olarak açılışında yer aldı. Ne hikmettirki bu sözleri sarfettiği salonda Atatatürk Portresi yer alırken yine anıt açılışının yer aldığı parkın adı Atatürk Parkı’ydı.
Konu hakkında İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak meclis konuşmasında
Atatürkçü Düşünce Derneği Rize Şube Başkanı Ömer Toprak
İYİ Parti Rize İl Başkanı Kürşat Hacısüleymanoğlu tepkilerini dile getirirken CHP yerelde ve üst siyasetinde sessizliğini koruyor.
( Konu hakkında kişi adlarının üzerine tıklayarak vidolu açıklamalara ulaşabilirsiniz. Hepsi Halk53 Youtube Kanalında)
Atatürkçü Düşünce Derneği resmi sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşım ile Akın Birdal hakkında Ankara Nöbetçi Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu açıkaldı. Atatürkçü Düşünce Derneği yaptığı açıklamada:
Akın Birdal adlı şahıs, Rize ili Fındıklı ilçesinde düzenlenen Haklar Sempozyumunda yapmış olduğu konuşmada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü alenen " mafya - devlet " ilişkileriyle Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmakla suçlamış, Topal Osman'ı Ermeni ve Rum katliamlarında başrol oynamakla itham etmiştir.
Akın Birdal adlı şahıs hakkındaki Suç Duyurumuzu basınımızın ve kamuoyunun bilgisine sunarız.
SUÇ DUYURUSU
ANKARA NÖBETÇİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA
MÜŞTEKİ : Atatürkçü Düşünce Derneği
VEKİLİ : Av. Dorukcan DAVUTOĞLU
ŞÜPHELİ: Akin BIRDAL
SUC : 5237 S. Kanun m. 125, 130, 5816 S. Kanun m. 1
AÇIKLAMALAR
1. Eski DTP milletvekilli, İnsan Haklan Derneği Onursal Başkanı Akın Birdal, Rize ili Fındıklı ilçesinde düzenlenen Haklar Sempozyumunda yapmış olduğu konuşmada, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e karşı alenen" mafya devlet ilişkileriyle Türkiye Cumhuriyetini kurmakla suçlamış, bununla da yetinmeyerek Topal Osman'ı Ermeni ve Rum katliamlarında başrol oynamakla itham etmiştir.
Bu asılsız suçlamalar, tarihsel gerçeklerle hiçbir şekilde örtüşmediği, halk egemenliğine dayalı bir Cumhuriyet kurarak, Türk milletine bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi vermiş olan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarınının mirasına, dolayısyla toplumsal barışa zarar verme girişimi olduğu ortadadır. Bu hareketin, Cumhuriyetin kurucusu ve O'nun silah arkadaşlarına açıkça bir hakaret ve halka yönelik bir kışkırtma olduğu malumunuzdur.
2. Malumunuz olduğu üzere, 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine
İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'unda;
"Madde 1 - Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kiran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukardaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2- Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yanı nispetinde artırır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır. "denmiştir.
3. Bunun yanında, Türk Ceza Kanunu'nun Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama "başlıklı 216. Maddesinde;
"Halkın sosyal sınıf, irk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. hükmü yer almaktadır.
11
Halkı kin ve
Anılan madde, gerekçesi ile birlikte değerlendirildiğinde, tanımı yapılan düşmanlığa tahrik" suçunun, hukuk devleti olma standardı yüksek olan birçok ülkenin Ceza Kanunlarında yer aldığı, hiçbir devletin, vatandaşları arasında, muayyen özelliklere sahip bir kesiminin diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa, öç almayı gerektirecek şiddetli nefrete yönlendirilmesine seyirci kalamayacağı gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Burada, suçu oluşturan" tahrik❞ unsurunun, soyut saygısızlık ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır.
Bir diğer unsur olan kin, "öç almayı gerektirecek şiddetli düşmanlık hareketlerin zeminini oluşturan psikolojik bir hâl olarak, düşmanlık ise, husumet beslenen konuya karşı düşünerek, tasarlayarak zarar vermeye, onu mağlup etmeye yönelmiş kin duygusu " olarak da tanımlanabileceği açıklanmıştır. Şu hâlde kin ve düşmanlık; “ husumet beslenen konuya karşı tasarlayarak zarar vermeye, öç almayı gerektirecek şiddette nefret duymaya yönelik hareketlerin zemini oluşturan psikolojik bir hâl” olarak açıklanabilir.
Atılı suça ilişkin olarak Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 2017/2486 E., 2017/5784 K. Ve 18.12.2017 tarihli kararında;
"Somut bir tehlike suçu olarak 5237 sayılı TCK'nın 216/1 maddesinde düzenlenen ve kamu düzenini, toplum huzurunu/barışını himaye eden, esas itibariyle nefret söylemini sınırlandırmayı hedefleyen Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etmek suçu; halkı, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik edilmesini cezalandırmaktadır. " denmektedir.
4. Tüm bunların yanında, şüpheli şahsın Topal Osman ve arkadaşlarına yönelik olarak yapmış olduğu açıklamalar, TCK'nın " Kişinin hatırasına hakaret " başlıklı 130. Maddesindeki suça vücut vermektedir.
Anılan maddede;
"Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır. " düzenlemesi bulunmaktadır.
Huzurdaki dosyada şüpheli şahsın açıklama yaptığı yerin bir sempozyum olması ve dilekçe sonundaki bağlantıdan da anlaşılacağı üzere Halk 53 TV isimli bir kanalda yayınlanmış olması, suçun aleniyet unsurunun gerçekleşmiş olduğu anlamına gelmektedr.
5. Müvekkil Atatürkçü Düşünce Derneği adına
Suç duyurusunda bulunma zorunluluğu, derneğin tüzüğünde yer alan kuruluş nedeninin verdiği sorumluluktan doğmaktadır.
11
Derneği Kuruluş Nedeni;
Atatürk'ün bedensel varlığının artık aramızda bulunmamasından cesaret alan içteki ve dıştaki kimi olumsuz güçler, O'nun yeni Türk Devletini yaratma doğrultusunda ilk adımı attığı 19 Mayıs 1919'un üzerinden tam 70 yılın geçtiği bu günlerde, Atatürk devrim ve ilkelerine karşı, açık ya da kapalı saldırılarını doruğa ulaştırmış bulunmaktadır. Bundan daha kötüsü, plânlI ve sinsi bir çalışma ile, o devrim ve ilkeleri gelecekte yok etmek çabası içindeler.
Oysa Atatürk;
Sadece "bağımsızlığı tümüyle tehlikeye düşmüş Türk Ulusunu ve yurdunu emperyalist güçlerin işgalinden kurtaran bir büyük asker "değildir. O, bunun çok daha ötesinde, örneğin siyasal, kültürel ve ekonomik alanlar başta olmak üzere, her alanda bağımsızlığımızı yok edici ya da kısıtlayıcı olumsuz bağları koparan;
Ulusal egemenliği gerçekleştirerek Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran;
Kişisel inançlara dokunmayarak, toplumumuzu Ortaçağ zihniyetinden ve şeriattan kaynaklanan "nakil"e dayalı kurum ve kurallardan kurtarıp, sürekli biçimde çağdaş ve uygar bir ulus olmanın ve böyle kalmanın yollarını gösteren, "akıl"a dayalı lâik düşünce, lâik hukuk ve lâik öğretim sistemlerini toplum yaşamında egemen kIlan;
Tüm özgürlüklerin ve insan haklarının sosyal Hukuk Devletinin ve çoğulcu demokrasinin yolunu açan;
Yüzyıllarca ikinci sınıf insan durumuna düşürülmüş Türk kadınını gerçek yerine yükseltip, eşit haklara ve eşit onura sahip insan ve yurttaş yaparak yapay eşitsizlikleri kaldıran;
İçten ve dıştan kaynaklanan her tür sömürüye karşı çıkarak, halkın yalnız siyasal değil, ekonomik ve sosyal alanda da gerçek efendi durumuna gelmesini ve tüm yurttaşların gönencini devletin varlık nedeni ve amacı sayan;
Ulusal ekonominin girişimcilerin keyfine, yalnız kâr ve rekabet mekanizmasına göre başıboş biçimde işlemesine değil, toplumun ve tüm yurttaşların gereksinimlerini karşılayacak biçimde devlet tarafından yönlendirilmesini ilke olarak benimsemiş ve benimsetmiş olan;
Yurdumuzun yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden, Türkiye halkının yararlanmasını benimseyen ve kabul ettiren;
Misak-ı Millî sınırları içinde "Türk'üm" diyen herkesin Türk olduğu ölçütünü getirerek, ırkçılığı reddedip; yapıcı, olumlu ve çağdaş Türk Ulusalcılığını yaratarak, onu devletimizin temel ilkelerinden biri yapan;
Her yurttaşın eğitimden, bilimden ve sanattan payını almasını, "fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür kuşaklar'ın yetiştirilmesini devletin başta gelen görevi yapan;
Kültür emperyalizminden kurtulabilmemiz ve eğitimin yaygınlaştırılabilmesi için yeni Türk harflerini kabul etmenin yanında Türk dilinin arındırılması ve zenginleştirilmesini büyük bir toplumsal görev sayan;
Türk Ulusunun tarihini, çağdaş insan kökenine bağlayan;
"Yurtta barış, Dünyada barış" ilkesi ile devlet yaşamında ve uluslararası ilişkilerde kaba kuvveti, ırkçılığı, saldırı savaşını mahkûm eden;
Dış politikada "Dünya uluslar ailesinin eşit haklara sahip onurlu bir üyesi olma" ölçütünü ve "karşılıklılık kuralını" vazgeçilmez ilke yapan;
Bütün ulusların insanlık ailesinin bir parçası olduğunu vurgulayarak, insanlığın bütünleşmesi düşüncesinin tohumlarını atan Çağdaş Devlet Kurucusudur.
Bu durum karşısında Atatürk devrim ve ilkelerinin, toplumsal sorunlarımızın çözümlenmesinde ışık tutucu niteliğe ve yaratıcı güce sahip olduğuna inananlar, " Atatürkçü Düşünce Derneği "ni kurarak, O'nun devrim ve ilkelerinin gelecekte de egemen olmasına katkıda bulunma ve onlara bekçilik yapma zorunluluğunu duymuşlardır. " denmek suretiyle işbu dosyada taraf olarak yer alınmasının nedeni açılanmıştır.
TALEP VE SONUÇ
Yukarıda açıklanan ve re'sen göz önüne alınacak sebeplere binaen; şüpheli hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak, kovuşturma aşamasına geçilmesi için kamu davası açılmasını talep ederiz. Saygılarımla.
Müşteki Vekili
Av. Dorukcan DAVUTOĞLU
Bağlantı;
https://www.instagram.com/reel/DDpmWxTC5sa/?igsh=ZG4wdW04a3FneW9n